Fransa'da Hükümet Düştü: Macron'un Seçenekleri ve Olası Yol Haritası

Fransa’da Hükümet Krizi Derinleşiyor

Fransa, son yılların en büyük siyasi ve ekonomik çalkantılarından birini yaşıyor. Başbakan François Bayrou’nun bütçe görüşmelerinde güvenoyu alamaması sonucu hükümeti 194’e karşı 384 oyla düştü. Bayrou’nun 43,8 milyar avroluk tasarruf paketine yönelik çabaları, sağlık ve eğitim alanlarında yapılacak kesintiler nedeniyle muhalefetin desteğini bulamadı. Ülkenin bütçe açığının GSYH’nin yüzde 5’ini aşması ve devlet borcunun 3 trilyon avroyu geçmesi, Fransa’yı Avrupa Birliği’nin mali disiplin kurallarının dışına taşıdı.

Tahvil faizlerinin yükselmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının olası not indirimleri, ekonomik baskının siyasal krizi daha da derinleştirdi. Bayrou’nun düşüşü, yalnızca parlamentodaki siyasi çekişmeleri değil, aynı zamanda ekonomik gerçeklerin Fransa’nın yönetilebilirliğini zora soktuğunu da ortaya koydu.

Macron’un Önündeki Zorlu Seçenekler

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un popülaritesi tarihin en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Muhalefetin güçlü ismi Marine Le Pen, hem Macron’un istifasını hem de Meclis’in feshedilmesini istiyor. Anketler, olası bir erken seçimde Le Pen’in partisi Ulusal Birlik’in yüzde 31 oy oranıyla önde olduğunu gösteriyor.

Macron’un teorik olarak Anayasa’nın 16. maddesine dayanarak olağanüstü yetkileri eline alma ihtimali bulunsa da bu adımın demokrasi açısından tartışmalı olması nedeniyle uygulanması düşük ihtimal. Daha olası senaryolar arasında yeni bir başbakan atamak veya Meclis’i feshederek erken seçim kararı almak öne çıkıyor. Ancak son anketler, Macron’un herhangi bir senaryoda çoğunluğu sağlamasının zor olduğunu gösteriyor.

Yeni Hükümet Arayışları

Bayrou’nun dokuz ay, ondan önceki Başbakan Michel Barnier’in yalnızca üç ay görevde kalabilmesi, yeni atanacak bir başbakanın da uzun ömürlü olmayabileceğini düşündürüyor. Sol Parti lideri Olivier Faure başbakanlık için adı geçen isimlerden biri olsa da, radikal solun lideri Jean-Luc Mélenchon bu adaylığa sıcak bakmıyor. Mélenchon mevcut krizi “rejim krizi” olarak nitelendiriyor ve Altıncı Cumhuriyet’in ilanını tek çıkış yolu olarak görüyor.

Fransa’daki siyasi belirsizlik yalnızca ülke içinde değil, Avrupa genelinde de kaygı yaratıyor. Ekonomik krizin derinleşmesi, Ukrayna-Rusya savaşı bağlamında Avrupa’nın ortak güvenlik politikalarını dahi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle Fransa’daki hükümet krizi, kısa vadeli bir sorun olmanın ötesinde hem iç hem de dış politikada kırılgan bir döneme işaret ediyor.