İran uçakları neden İsrail’e karşı etkisiz kaldı? ‘Gövde gösterisi için getirilen F-14’ler bile arızalandı’
İsrail’in İran’ı hedef alan “Yükselen Aslan Operasyonu” sonrası taraflar, adı konmamış bir savaşın içine sürüklendi. İsrail, hassas hedeflere yönelik nokta atışı operasyonlarla İran’ın stratejik unsurlarını vururken; İran, balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla İsrail’i hedef alıyor.

İsrail’in İran’ı hedef alan “Yükselen Aslan Operasyonu”nun ardından iki ülke, fiili bir savaşın içine girmiş durumda. İsrail, nokta operasyonlarla İran’a ait stratejik hedefleri vururken; İran ise balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla İsrail topraklarını hedef alıyor.
Ancak çatışmaların başladığı ilk günden bu yana birçok kişinin aklında kritik bir soru var: İran Hava Kuvvetleri nerede ve İsrail uçaklarını engellemekte neden bu kadar yetersiz kaldı?
Daha önce İran’da düzenlenen bir havacılık fuarına katılarak ülkenin hava gücünü yakından inceleme fırsatı bulan Havacılık Araştırmacısı ve Fotoğrafçısı Cem Doğut, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.Havacılık Araştırmacısı Cem Doğut, İran Hava Kuvvetleri’nin köklerinin 1979 İslam Devrimi’nden önceki Şah dönemine uzandığını belirtti. Bu dönemde ABD ile İran arasında oldukça yakın ilişkiler bulunduğunu vurgulayan Doğut, “O yıllarda Sovyetler Birliği, ABD için en büyük tehditti. Bu nedenle ABD, en gelişmiş savaş uçaklarını İran’a vermekte tereddüt etmedi” dedi.
Bu durumun, İran’ı o dönemde Orta Doğu’nun en güçlü hava kuvvetlerine sahip ülke haline getirdiğini ifade etti.
İran, bu dönemde hava savunması için ABD’den F-14 uçaklarını satın almıştı. Saldırı ve bombardıman maksatlı F-4 ve F-5 gibi uçaklara sahipti. Tüm hava gücü ABD uçaklarından oluşuyordu. İran’ın o dönemde İsrail ile de arası çok iyi durumdaydı ve İsrail ile İran pilotları sık sık tatbikat yapıyorlardı. Devrimden sonraki süreçte ordunun içinde siyasi tasfiyeler başlayınca en büyük kaybı, Batı zihniyetinde eğitim almış personele sahip olan hava kuvvetleri yaşadı. - Cem Doğut
Cem Doğut, 1979 Devrimi sonrası başlayan İran-Irak Savaşı’nın, İran Hava Kuvvetleri üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, savaş nedeniyle ilk etapta tasfiye edilen tecrübeli personelin tekrar göreve çağrıldığını söyledi. Savaş sona erdiğinde ise hava kuvvetlerinin tekrar eski haline döndüğünü belirtti.
Doğut, “Devrim sonrası yönetim, hava kuvvetlerini uzun süre hedefte gördüğü için bu alana ciddi bir yatırım yapmadı. Ayrıca devrimden sonra ordu içinde bir ikilik oluştu. Geleneksel İran Ordusu’nun yanı sıra, Devrim Muhafızları kendi ordularını kurdu ve bu yapının içinde kendilerine ait ayrı bir hava kuvveti de yer aldı.” dedi.
İran’ın uzun süre yeni uçak alımı yapmadığını belirten Doğut, sadece sınırlı sayıda Rus yapımı MIG-29 ve bazı eğitim jetlerinin temin edildiğini ifade etti. Eski Amerikan uçaklarını faal tutarak hava gücünü ayakta tutmaya çalışan İran’ın filosuna, Körfez Savaşı sırasında Irak’tan kaçan SU-25 ve Mirage F1 gibi uçakları da eklediğini söyledi.
Ancak bakım, parça temini ve modernizasyon konularında ciddi sıkıntılar yaşayan İran’ın hava gücünün bugün için oldukça zayıf durumda olduğunu vurguladı.
‘HEM UÇAK ALAMADILAR HEM MODERNİZE EDEMEDİLER’
İran’ın ambargolar nedeniyle ne yeni uçak temin edebildiğini ne de mevcut uçaklarını modernize edebildiğini vurgulayan Cem Doğut, Türkiye'nin aynı dönemde benzer platformlara sahip olmasına rağmen durumu avantaja çevirdiğini söyledi.
Doğut, “Türkiye de tıpkı İran gibi F-4 kullanıcısıydı. Ancak biz uçaklarımızı modernize edebildik. Yeni radarlar, gelişmiş elektronik sistemler ve elektronik harp karşıtı ekipmanlarla uçakları güncel tuttuk. Gövde olarak yaşlı olsalar da sistemsel olarak modern seviyeye çıkardık. Aynı yaklaşımı F-16’lar için de sürdürüyoruz.” dedi.
Ancak İran’ın, uygulanan ambargolar nedeniyle ne uçak alımı yapabildiğini ne de elindeki uçakları güncelleyebildiğini belirten Doğut, “İran Hava Kuvvetleri, hem sistem hem de nesil olarak geri kaldı. ABD’den mühimmat temin edemedikleri için F-14 ve F-4 gibi uçaklarda kullanmak üzere muadil mühimmat üretmeye çalıştılar. Rus yapımı füzeleri bu uçaklara entegre ettiler, ayrıca Çin menşeli gemisavar füzelerini F-4’lere takmaya çalıştılar. Ancak bu girişimler sınırlı kaldı ve kapsamlı bir dönüşüm sağlanamadı.” ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler
Haberler yükleniyor...