İsrail Katar Saldırısı Sonrası Türkiye Hedefte Mi? Bölgesel Savaş Riski Artıyor

İsrail'in Doha'daki Hamas operasyonu bölgesel dengeleri değiştirdi. Uzmanlar Türkiye'nin yeni hedef olabileceğini ve diplomatik çözümlerin tehlikede olduğunu uyarıyor.

İsrail Katar Saldırısı Sonrası Türkiye Hedefte Mi? Bölgesel Savaş Riski Artıyor
10.09.2025 - 12:07
10.09.2025

İsrail-Katar Krizi: Bölgesel Güvenlik Dengeleri ve Türkiye Faktörü

İsrail'in Katar'da gerçekleştirdiği hava operasyonu, Orta Doğu güvenlik mimarisinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Hamas'ın kritik isimlerinin hedef alındığı saldırı, sadece örgütsel bir darbe değil, aynı zamanda diplomatik süreçlere yönelik açık bir tehdit mesajı içeriyor.

İsrail Katar Saldırısı Sonrası Türkiye Hedefte Mi? Bölgesel Savaş Riski Artıyor - görsel 1

Netanyahu hükümeti, operasyonun tamamen bağımsız bir İsrail kararı olduğunu vurgularken, ABD'nin bölgedeki etkisizliğini de gözler önüne serdi. Trump'ın esir değişim teklifinin masada olduğu kritik bir anda gerçekleşen saldırı, barış müzakerelerinin ne kadar savunmasız olduğunu gösterdi.

Haberin Devamı

Uluslararası Hukuk İhlalleri ve Yeni Tehdit Paradigması

Tel Aviv yönetiminin son saldırıları, BM Şartı'nın temel ilkelerini hiçe sayan bir yaklaşımın tezahürü. Katar gibi ABD'nin stratejik müttefiki olan bir ülkeye yönelik operasyon, geleneksel güvenlik garantilerinin geçerliliğini sorgulatıyor.

İsrail Katar Saldırısı Sonrası Türkiye Hedefte Mi? Bölgesel Savaş Riski Artıyor - görsel 2

Bu durumun iki temel anlamı bulunuyor. İlki, İbrahim Anlaşmaları'na dahil olmayan Körfez devletlerine yönelik açık bir uyarı niteliği taşıyor. İkincisi ise Hamas ile arabuluculuk yapan tüm aktörlerin artık güvenli bölge dışında kaldığını gösteriyor. CENTCOM üssünün bulunduğu bir ülkede bile diplomatik dokunulmazlığın ihlal edilmesi, bölgesel güvenlik anlayışını temelden değiştiriyor.

Haberin Devamı

Genişleyen Çatışma Coğrafyası ve Hedef Ülkeler

7 Ekim sonrası İsrail'in saldırı düzenlediği ülkeler listesi sürekli uzuyor. Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, İran, Tunus ve Katar'ın ardından hangi ülkenin sırada olduğu belirsizliğini koruyor. Bu genişleme, çatışmanın kontrol edilemez bir bölgesel krize dönüşme riskini artırıyor.

24 saat içinde beş farklı ülkeyi bombalayan İsrail'in bu yaklaşımı, bölgedeki hiçbir aktörün kendini güvende hissedemeyeceğini gösteriyor. Netanyahu'nun iç siyasetteki hukuki sorunlarıyla saldırı zamanlamaları arasındaki korelasyon da dikkat çekici bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Haberin Devamı

Washington-Tel Aviv Hattındaki Çatlaklar

İsrail'in tek taraflı kararları, ABD'nin Orta Doğu stratejisini sabote ediyor. Biden döneminden kalma İsrail'i dizginleme çabaları başarısızlıkla sonuçlanırken, Trump yönetiminin de benzer sorunlarla karşılaşacağı öngörülüyor.

ABD'nin küresel hegemonya rekabetinde Çin'e karşı güçlü bir Orta Doğu pozisyonu kurma çabası, İsrail'in kontrolsüz eylemleri yüzünden tehlikeye giriyor. Netanyahu çevresi, Washington'a "gerçek patron kim" mesajını net şekilde veriyor.

Haberin Devamı

Diplomatik Süreçlerin Çöküşü ve Alternatif Arayışlar

Doha saldırısıyla birlikte barış görüşmelerinin güvenliği tamamen sarsıldı. Çatışmanın askeri alandan diplomatik alana taşınması, sistemin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Bu gelişme, Arap dünyasında ortak hareket arayışlarını hızlandırabilir.

Türkiye'nin şimdiye kadar önerdiği arabuluculuk mekanizmaları bu noktada kritik önem kazanıyor. Gazze'nin yeniden inşası ve İsrail'in toprak genişleme politikalarının durdurulması için yeni diplomatik girişimlerin gerekliliği belirginleşti.

Türkiye'nin Konumu ve Potansiyel Tehditler

İsrail medyasında ve Netanyahu yanlısı çevrelerde Türkiye'yi hedef gösteren açıklamaların artması tesadüf değil. Katar operasyonundan önce Türk istihbaratının uyarılarda bulunduğu iddiaları da bu bağlamda değerlendiriliyor.

Haberin Devamı

İsrail'in bölgede kendisine en büyük tehdit olarak gördüğü ülke Türkiye. Bu durum, gelecekte olası bir askeri confrontation riskini beraberinde getiriyor. Ancak uzmanlar, böyle bir çatışmanın başlatıcısının Türkiye olmayacağını, Ankara'nın meşru zemini koruma stratejisini sürdüreceğini belirtiyor.

Bölgesel İttifakların Dönüşümü ve Yeni Dengeler

İbrahim Anlaşmaları'nın geleceği İsrail'in son saldırılarından sonra büyük soru işareti. Arap ve Körfez ülkeleri bu anlaşmalara olan desteğini yeniden değerlendiriyor. Bu durum, Türkiye'nin öncülük ettiği Kudüs Paktı gibi alternatif ittifak arayışlarını güçlendiriyor.

Haberin Devamı

İsrail'in durdurulması için yaptırımlar, izolasyon ve ortak duruş gerekiyor. Ankara merkezli yeni bir bölgesel işbirliği modeli, İbrahim Anlaşmaları'na karşı güçlü bir alternatif sunabilir. Aksi durumda, her ülkenin tek tek hedef alınacağı kaotik bir süreç kaçınılmaz hale gelecek.

Mobil Alt Banner