Uzmanlar Uyarıyor: Kredi Kartında Asgari Ödeme Tuzağına Düşmeyin
Finans uzmanları, kredi kartında asgari ödemenin borcu büyüten bir tuzak olduğu konusunda uyarıyor. Bu alışkanlık, milyonlarca kullanıcıyı farkında olmadan borç döngüsüne sokabiliyor.

Asgari Ödeme Tuzağı Yayılıyor
Kredi kartında asgari ödeme, ekstrede görünen tutarın küçük bir kısmını ödeyip geri kalanını sonraki aya ertelemek anlamına geliyor. Bu yüzden ilk bakışta “nefes aldıran” bir çözüm gibi görünüyor. Özellikle Türkiye’de artan kiralar, gıda ve fatura giderleri nedeniyle birçok kişi, ay sonunu getirebilmek için bu yönteme yöneliyor.
Ama gerçekte olan şu: Asgari ödeme, borcu çözmüyor, sadece ödemeyi ileri tarihe itiyor. Ödenmeyen kısım durmaya devam ederken, bu tutarın üzerine her gün faiz işliyor. Yani kısa vadede rahatlama sağlarken, uzun vadede borcun kontrol edilemez hale gelmesine zemin hazırlıyor.
Bileşik Faiz Tehlikesi
Kredi kartı faizleri kağıt üzerinde “yüzde şu kadar” gibi görece düşük görünebilir. Ancak asıl yük, bileşik faiz nedeniyle ortaya çıkıyor. Bileşik faizde sadece anapara değil, önceki aylardan biriken faizlerin de üzerine tekrar faiz işleniyor.
Örneğin bir ay 10.000 TL borç bıraktınız ve bunun üzerine faiz işledi. Ertesi ay bu faizi tam kapatmadığınızda, artık hem anaparaya hem de önceki faize birlikte faiz işlemeye başlıyor. Birkaç ay sonra “ben bu borcu neden eritemiyorum?” sorusunun cevabı tam olarak burada yatıyor: Borç kendi kendini büyüten bir yapıya dönüşüyor.
Borç Eritmiyor, Büyütüyor

Asgari ödemenin en büyük sorunu, borcu “eriyormuş gibi” gösterip aslında büyütmesi. Çünkü ödenen kısım genellikle faiz ve masraflara gidiyor, anapara (yani asıl borç) ise yeterince azalmıyor.
Örneğin 20.000 TL borcunuz var diyelim ve bankanın belirlediği asgari ödeme 6.000 TL olsun. Siz bu 6.000 TL’yi ödediğinizde, kalan 14.000 TL’nin üzerine faiz işlemeye devam ediyor. Üstüne bir de kartı kullanmaya devam ederseniz, hem eski borca faiz ekleniyor hem de yeni harcamalar ekleniyor. Sonuç: Borç azalmıyor, aksine büyüme eğilimine giriyor.
Borç Döngüsü Tehlikesi

Asgari ödeme yapan birçok kişi, “asgariyi ödedim, kartım temizlendi, limitim açıldı” diye düşünüyor. Bu da psikolojik olarak kartı tekrar kullanmaya teşvik ediyor. Oysa gerçekte olan şey şu: Anapara büyük ölçüde yerinde duruyor, faiz işlemeye devam ediyor ve siz kartı yeniden kullanarak toplam borcu daha da artırıyorsunuz.
Bu durum birkaç ay arka arkaya tekrarlandığında, kişi fark etmeden borç döngüsüne giriyor. Bir noktadan sonra ödenen tutar neredeyse tamamen faize giderken, anapara yerinden kıpırdamıyor gibi hissettirebiliyor. Böylece “her ay ödüyorum ama borç bitmiyor” duygusu ortaya çıkıyor.
Bankalar ve Asgari Ödeme
Asgari ödeme yapıldığında kart yasal olarak gecikmeye düşmüş sayılmıyor. Bu da bankanın gözünde “sorunsuz müşteri” olduğunuz anlamına geliyor. Banka hem gecikme kaydı oluşturmuyor hem de o dönem için yüksek faiz gelirini kasasına almış oluyor.
Bu nedenle asgari ödeme, bankalar tarafından kullanıcının önüne “kolay seçenek” olarak sıkça çıkarılıyor. Ekstrede asgari tutar büyük puntolarla gösterilirken, tamamını ödeme gerekliliği ikinci planda kalabiliyor. Oysa kullanıcı açısından tablo ters: Banka kazanırken, kullanıcı giderek ağırlaşan bir borç yüküyle karşı karşıya kalıyor.
Kullanıcıya Etkileri
Asgari ödeme alışkanlığının ilk etkisi, borcun çok yavaş değil, aslında oldukça hızlı büyümesi. Ekstrede yeni faiz ve masrafları gördükçe, kişi “bu ay da asgarisini ödeyeyim” düşüncesine daha fazla kayıyor.
İkinci olarak, sürekli yüksek borç taşıyan ve düzensiz ödeme yapan kişilerin kredi notu zamanla düşebiliyor. Bu da ileride ihtiyaç kredisi, konut kredisi ya da farklı bir kart başvurusu yaparken olumsuz sonuçlanmasına yol açabiliyor.
Ayrıca bankalar, risk gördükleri durumda kart limitini düşürebiliyor, nakit avans kullanımını kısıtlayabiliyor. Son aşamada ise borcu çeviremeyen kullanıcı, haciz, yasal takip gibi çok daha ağır sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor.
Uzmanlardan Tavsiyeler
Uzmanların ortak görüşü, asgari ödemenin “son çare” olarak görülmesi gerektiği yönünde. Mümkün olan her durumda, ekstre tutarının tamamına yakınının ödenmesi öneriliyor. Tamamını ödeyemiyorsanız bile, yalnızca asgari tutara sıkışmak yerine gücünüzün yettiği en yüksek miktarı ödemek borcun daha hızlı kapanmasını sağlıyor.
Bunun yanında, kart limitinin gelire uygun seviyede tutulması önemli. Gelire göre fazla yüksek limit, harcamayı artırarak borcu kontrol etmeyi zorlaştırabiliyor. Gereksiz harcamaları kısmak, taksitlendirmeyi bilinçli kullanmak ve her alışverişte “bunu peşin ödeyebilecek durumda mıyım?” sorusunu sormak, borç döngüsüne girmeyi engelleyen basit ama etkili adımlar arasında sayılıyor.
Bilinçli Ödeme Yöntemleri
Kredi kartını güvenli kullanmanın temel yolu, ekstreyi düzenli takip etmek ve borcu ay ay büyütmemek. Bunun için öncelikle ekstre kesim tarihini ve son ödeme tarihini iyi bilmek gerekiyor. Takvime not almak, telefon hatırlatmaları kurmak, ekstreyi her ay detaylı incelemek bu noktada yardımcı oluyor.
Otomatik ödeme talimatı vermek bazıları için pratik çözüm olsa da, “nasıl olsa otomatik ödeniyor” düşüncesi harcamayı gevşetebiliyor. Bu yüzden birçok uzman, borcu her ay bilinçli şekilde kontrol edip manuel ödeme yapmanın daha sağlıklı olduğunu söylüyor.
En güvenli yöntem, her ay ekstre borcunun tamamını kapatmak. Bu mümkün değilse, o ayki borcun çok büyük bir kısmını ödeyip asgari ödemeyi istisna haline getirmek gerekiyor. Yani asgari ödeme bir alışkanlık değil, zor durumda kalındığında kullanılan geçici bir çözüm olmalı.


