Türkiye 5G'ye Geçerken Faturalar ve Maliyetler Nasıl Artacak?
Türkiye'nin 5G'ye geçiş sürecinde yatırım ve lisans maliyetlerinin tüketiciye nasıl yansıyacağını öğrenin.
5G’ye Geçişte Türkiye’yi Ne Bekliyor?
5G teknolojisinin Türkiye’de Nisan 2026 itibarıyla hizmete girmesi planlanıyor. Bloomberg Businessweek Türkiye için hazırlanan analizde, bu sürecin hem tüketici hem de operatör tarafında nasıl bir maliyet baskısı oluşturacağı değerlendiriliyor.
Daha önce 5G’ye geçen ülkelerde görülen tablo, yüksek yatırım giderleri ve artan veri tüketimi nedeniyle kullanıcı faturalarının ciddi şekilde yükseldiğini gösteriyor.
Küresel 5G Deneyiminde Karşılaşılan Sorunlar
5G, dünyada yaygınlaşmaya başladığı 2020 sonrasında yüksek hız ve düşük gecikme gibi avantajlar sunsa da, beklenen ekonomik dönüşümü sağlayamadı. Birçok ülkede bireysel kullanım oranı öne çıktı ve operatör gelirleri sınırlı kaldı.
5G’nin sunduğu yeniliklerin büyük kısmı endüstriyel kullanım alanlarını hedeflerken, bireysel tüketicinin deneyimi daha çok hız artışıyla sınırlı kaldı.
4G’ye göre çok daha yüksek indirme hızları sunuyor.
Kapsama alanı için daha fazla baz istasyonu kurulması gerekiyor.
Ekonomik dönüşüm beklentisi henüz karşılanmış değil.
Operatörlerin düşük gelir yapısı nedeniyle hem lisans hem de altyapı maliyetlerinin tüketiciye yansıtılması, birçok ülkede fatura artışlarını beraberinde getirdi.
Türkiye’de 5G’ye Geçişin Maliyet Etkisi
BTK’nın 5G ihalesiyle birlikte Türkiye’de geçiş süreci başlarken, yüksek lisans bedelleri ve altyapı yatırımları doğrudan tüketicinin maliyetine etki edecek. Türkiye’deki operatörlerin harcayacağı yatırım tutarı, kullanıcıya yansıyacak fatura artışlarını kaçınılmaz kılıyor.
“Tüketici hem lisans hem de yatırım bedellerini üstlenecek” değerlendirmesi öne çıkıyor.
5G’ye geçiş yapan kullanıcıların daha yüksek veri tüketmesiyle birlikte, aylık fatura yükünün 4G’ye göre 2-3 kat artabileceği belirtiliyor.
Endüstriyel Kullanım Yetersiz Kalırsa Tartışmalar Sürecek
5G’nin asıl getirisi endüstriyel alanlarda ortaya çıkıyor. Ancak mevcut durumda dünya genelinde 5G kullanımının yüzde 80-90’ı bireysel trafikten oluşuyor. Bu da teknolojinin ekonomik etkisini sınırlıyor.
Akıllı fabrikalar
Otonom araçlar
Uzaktan ameliyatlar
Makineler arası iletişim
Bu alanlarda potansiyel bulunsa da pratikte yaygın bir dönüşüm henüz gerçekleşmedi. Türkiye’de de endüstriyel kullanım yeterli düzeye ulaşmazsa, maliyet yükünün ağırlıklı olarak bireysel kullanıcıya kalacağı öngörülüyor.
Altyapı Yatırımlarında Dağınık Yapı Maliyeti Artırıyor
Türkiye telekom sektöründe uzun süredir devam eden dağınıklık, 5G yatırımlarında ilave maliyet anlamına geliyor. Fiber altyapı ve baz istasyonu kurulumunda farklı kurumların sahaya dahil olması, hem maliyetlerin yükselmesine hem de rekabetin sınırlanmasına yol açıyor.
Türkiye’de üç operatörün toplam 85 bin civarında baz istasyonu bulunuyor. 5G’ye geçişle birlikte bu sayının en az iki veya üç katına çıkması bekleniyor. Bu durum, yurtdışından tedarik edilen donanımlar nedeniyle ek kaynak çıkışı anlamına geliyor.
Yerli Ürün Payı İçin Yeni Kriterler
5G’de yerlilik oranının yükseltilmesi için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yeni kriterler belirledi. Buna göre 5G’de yüzde 60 yerlilik şartı getirildi ve bunun yüzde 30’unun milli ürün olması zorunlu kılındı. Bu yaklaşımın teknoloji üretim ekosistemine nasıl yansıyacağı ise zaman içinde netleşecek.
“Amaç 5G’de yüzde 30 oranında milli ürünlere alan açmak” değerlendirmesi yapılıyor.
Donanım tarafında yabancı markaların ağırlığı sürse de yazılım alanında Türk şirketlerinin potansiyelinin daha yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.
5G: Daha Hızlı İnternetin Ötesinde Bir Maliyet Testi
5G’nin bireysel tüketiciye yalnızca daha hızlı internet sunmakla kalmayacağı, bunun aynı zamanda önemli bir maliyet sınavı olduğu belirtiliyor. Teknolojinin omurgasını oluşturacağı düşünülen dijital dönüşüm için gerekli altyapı henüz tam olgunlaşmamış durumda. Bu nedenle Türkiye’de 5G’nin ilk yıllarında faturaların yükselmesi kaçınılmaz görünüyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin 2026’da 5G ile tanışmasıyla birlikte hem altyapı hem de veri tüketimi nedeniyle bireysel kullanıcı faturalarında belirgin artışlar yaşanabileceği öngörülüyor. Teknolojinin endüstride yaygınlaşması halinde ise ekonomik etkiler daha görünür hale gelebilir.
