15 Temmuz Gecesinde Neler Oldu? Darbe Girişiminin Kritik Noktaları

15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, bir darbe girişimine sahne oldu. Genelkurmay, Akıncı Üssü, TBMM, TRT

15 Temmuz Gecesinde Neler Oldu? Darbe Girişiminin Kritik Noktaları
15.07.2025 - 09:37
01.08.2025

15 Temmuz Gecesinin Kalbi: Genelkurmay Başkanlığı

Darbe girişiminin en kritik merkezlerinden biri, Ankara’daki Genelkurmay Karargâhı’ydı. Olaylar, MİT'e gelen bir ihbarla başladı. Saat 16.03’te MİT Müsteşar Yardımcısı, ardından 16.30’da Hakan Fidan Karargâh’a ulaştı. Hulusi Akar, Salih Zeki Çolak ve Yaşar Güler’le birlikte bir toplantı yapıldı.

Toplantı sonrası Akar, hava sahasının kapatılması ve zırhlı hareketlerin durdurulması gibi emirler verdi. Çolak, Kara Havacılık Komutanlığı’na kontrol için gönderildi, durumun normal olduğunu bildirdi. Bu sırada Fidan, Karargâh’tan ayrıldı.

Akşam saatlerinde eski Tümgeneral Mehmet Dişli Karargâh’a döndü. Saat 21.00’de Akar’a darbe girişimini bildirdi. Akar, tepkisi sonrası derdest edildi. Aynı saatlerde Akıncı Üssü’nden gelen özel kuvvetler Karargâh’a ulaştı. Güler de etkisiz hale getirildi.

Güler’in emir subayı, götürülmek istenen Güler’i korumaya çalıştı, ancak vurularak hayatını kaybetti. Çolak, darbecilerin saldırısına uğradı. Yakın koruması Bülent Aydın çatışmada öldürüldü. Aydın, darbe gecesi ölen ilk güvenlik görevlisi oldu.

Karargâh tamamen kontrol altına alındıktan sonra darbeciler, Akar ve diğer komutanları Akıncı Üssü’ne götürdü. Sabaha karşı binlerce vatandaş Karargâh önüne toplandı. Helikopter ve silahlı saldırılarda birçok kişi hayatını kaybetti ya da yaralandı.

Sabah 09.40 itibarıyla darbeciler teslim olmaya başladı. O gece, darbeye katılmayan askerler zincirli odalarda tutuldu ve sabah saatlerinde serbest bırakıldılar.


Akar’ın Direnişi ve İfadesi

Akar, darbe sırasında maruz kaldığı baskıya rağmen geri adım atmadığını belirtti. El ve ağzı kapatılmış, nefessiz bırakılmaya çalışılmıştı. Ancak o, komutan duruşunu koruyarak darbecilere karşı sözlü mücadeleyi sürdürdü. Türkiye’nin Suriye’ye, Mısır’a döndürülmeye çalışıldığını her fırsatta dile getirdiğini vurguladı.


Darbe Gecesinin Komuta Merkezi: Akıncı Üssü

Ankara Kazan’daki Akıncı Üssü, 15 Temmuz gecesinin yönetim noktasıydı. Darbeye karşı çıkan yüksek rütbeli askerler buraya getirildi. Kalkışmanın planlayıcıları ve bazı siviller burada toplandı. Uçuşlar da bu üsten yönetildi.

İstanbul’daki bir düğünden alınan üst düzey komutanlar da buraya getirildi. Akın Öztürk, geceyi üste geçirdi. Fethullah Gülen'den sonra girişimin en önemli ismi olarak görülüyordu. Akar’ı darbeye katılması için ikna etmeye çalıştı ama başarılı olamadı.

Sabaha karşı, darbeyi organize ettiği iddia edilen siviler üs çevresinde yakalandı. Adil Öksüz, bölgeye ‘arsa bakmak’ amacıyla geldiğini söyledi. Diğer siviler de belgesel çekimi veya sosyal etkinlik gibi açıklamalarda bulundu.

Üs çevresinde vatandaşlar toplandı, askerler ateş açtı. Ölü ve yaralılar oldu. Akar, sabah saatlerinde serbest bırakıldı ve helikopterle Başbakanlık Köşkü’ne gitti. Dişli de aynı helikopterdeydi. Darbeciler 10.41’de üssü terk etmeye başladı. Jetler, Akıncı Üssü’nün pistlerini vurdu. Akar kamuoyunun karşısına öğleden sonra çıktı. Adil Öksüz, savcılıktaki sorgusundan sonra serbest bırakıldı.

Türkiye’yi Suriye’ye, Mısır’a çevirdiklerini söyledim"

"İçeriye girenlerden birisi ayağa kalktığım esnada beni iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o sırada arkadan bir başkası elinde el havlusu tarzında bir şeyle hem ağzımı hem burnumu kapatarak nefes almamı engelledi. Ellerimle burnumu açmaya çalışırken bir başkası ise plastik kelepçeyi bileklerime taktı. Bu arada tekrar bağırmaya başladım ve kelepçeyi açmalarını istedim. Bunun üzerine tahminen Mehmet Dişli’nin onayıyla ağzı kör bir komando bıçağı ile kelepçeyi kesmeye çalıştılar, fakat kesemediler. Tekrar bağırmam üzerine epey uğraştıktan sonra kesmeyi başardılar. Tüm bu yaşananlar esnasında hareket özgürlüğümü kaybetmekle birlikte konuşma özgürlüğümü sonuna kadar komutan tavrı içinde sürdürdüm. Türkiye’yi Suriye’ye, Mısır’a çevirdiklerini, Balkan Savaşı’ndan beter ettiklerini, hendeklerdeki asker-polis kardeşliğini tahrip ettiklerini sabaha kadar birçok kez tekrar ettim".
- Akar’ın Meclis Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na gönderdiği yanıttan

Akın Öztürk’ün Anlattıkları

Öztürk, Akar’ın isteğiyle darbecileri ikna etmeye çalıştığını, sabaha kadar üs içinde mekik dokuduğunu ifade etti. Akar’ın direktifleriyle hareket ettiğini söyledi. Ancak dönüş için beklenen helikopterin vurulmasıyla yaralandı. Sonrasında Yaşar Güler’i kurtardı, diğer generallerle birlikte savcılığa teslim etti.

Akar'ın talebiyle darbecileri sabah kadar ikna etmeye çalıştım"

"(Akar’ın) 'Bunlar bu işi yaptılar. Bunlarla konuş, bunları ikna et' demesiyle konuya vakıf oldum. (...) Sabaha kadar üç, dört, beş defa üsse giderek, yaptıkları işten vazgeçirmeye çalıştım. (Akar) 143. Filo'dan müspet cevap alınca Başbakan ile görüştü. 'Bu işi bitiriyoruz, beraber Başbakanlığa gidiyoruz' dedi. Sonra 'Akın, sen kal. Bir saat daha burada arkadaşlara göz kulak ol' dedi. (...) Benim için helikopter gelmeyince ben de Başbakanlığa gitmek için oradaki helikoptere bindim. Ancak 4 - 5 metre yükseldikten sonra helikopterin vurulması sonucu yaralandım, helikopter kalkamadı. Bu inişten sonra Yaşar Güler'in Akıncı Üssü'nde rehin tutulduğunu öğrendim. Karargâh'a gidip, elindeki ve ayağındaki bağları kestim. Abidin Ünal'ı buldum ve birlikte diğer generalleri kurtarıp, diğerlerini askeri savcıya teslim ettim".
- Akın Öztürk’ün Genelkurmay Çatı Davası’ndaki ifadesinden

Darbe İhbarı: MİT’e Gelen Bilgi

14.20’de MİT'e gelen bir pilot binbaşı, darbe girişimini haber verdi. İddiasına göre MİT Müsteşarı’na saldırı planlanıyordu. Fidan, konuyu önce Yaşar Güler'e aktardı, ardından Karargâh’a geçti. 20.20'de MİT’e dönmeden hemen önce ayrıldı.

MİT yerleşkesi saat 22.38’de helikopterlerle saldırıya uğradı. Beş kez taranan yerleşke, sabaha kadar direndi. Helikopter, Fidan’ı almaya gelemedi. Gösterilen direniş, darbecilerin planını boşa çıkardı.


İhbarda Bulunan Binbaşının Anlatımı

Kimliğini göstererek içeri giren binbaşı, gelen iki MİT görevlisine açıkça "darbe faaliyeti olabilir" dediğini, hatta Hakan Fidan’ın hedef alınacağını belirttiğini ifade etti. Bunun üzerine üzerine dinleme cihazı yerleştirildi ve bir planlama süreci başladı.


Direnen Meclis: TBMM’nin O Geceki Rolü

Gece 01.39’da TBMM Genel Kurulu açıldı. Tüm partilerin milletvekilleri yerlerini aldı. Ancak saat 02.42’de bomba atıldı. Yaralanmalar yaşandı, kulis camları kırıldı. Yedi dakika sonra ikinci bomba düştü, milletvekilleri sığınağa indi.

03.24’te Meclis tekrar bombalandı. Sığınakta sabah saatlerine kadar beklemek zorunda kaldılar. Oktay Vural, dışarı çıkmak isterken kurşun sesleriyle geri çekilmek zorunda kaldığını aktardı.


TRT Baskını: Darbe Bildirisinin Yayını

Saat 22.00 civarı TRT binası darbeciler tarafından ele geçirildi. 00.05’te Tijen Karaş, silah zoruyla darbe bildirisini okudu. Yayın, TÜRKSAT tarafından kesildi. Bu kez darbeciler, Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT merkezine saldırdı.

Vatandaşlar TRT önünde toplandı, saat 02.00’ye doğru askerler etkisiz hale getirildi, yayın normale döndü. Yarbay Ümit Gençer, bildiriyi kendisinin okuyacağını sanırken son anda Karaş’a okuttuklarını belirtti. Kalabalığı görünce teslim olduğunu anlattı.


Özel Harekât Daire Başkanlığı: Direnişin En Sert Yaşandığı Yer

Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı’na yönelik ilk saldırı saat 23.16’da gerçekleşti. F-16’lar gece boyunca binayı bombaladı. 51 polis hayatını kaybetti. Astsubay Ömer Halisdemir, Tuğgeneral Semih Terzi’yi vurarak süreci etkiledi.

Zekai Aksakallı’nın emriyle hareket eden Halisdemir, karargâhın kontrolünün darbecilere geçmesini önlemek için Terzi’yi öldürdü. Bu hareket, darbenin seyrini değiştiren adımlardan biri olarak tarihe geçti.


Tuğgeneral Bozdemir’in Tanıklığı

Silahsız sivil halk ellerine ne geçtiyse silah niyetine aldı. Birlikteki mühimmatlara ulaşılamadığı için vatandaşlar evlerinden getirdiği tabanca, sopa ve tüfeklerle direnişe geçti. Bozdemir, askerî birliklerden yardım istediğini, saatlerce ateş altında kaldıklarını anlattı.


Marmaris: Cumhurbaşkanının Hedef Alındığı Yer

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece Marmaris’te bir oteldeydi. İlk bilgiyi saat 20.00 civarı aldı. Saat 00.04’te otelin girişinde kısa bir açıklama yaptı. CNN Türk yayını saat 00.28’de gerçekleşti.

Askerler Erdoğan’ı otelde bulamayınca çatışmalar çıktı. Polislerle çıkan çatışmada iki polis yaşamını yitirdi. Askerler kaçmak zorunda kaldı. Bir kısmı sahile, bir kısmı çevre evlere dağıldı. Bazı şüpheliler o gece yakalandı.

Marmaris planında tuzağa düşürüldük"

"Marmaris'e giden ekibin başında yer aldım. Bize verilen emir, Cumhurbaşkanı'nı Marmaris'ten aldıktan sonra Ankara'ya güvenli bir şekilde getirmekti. Tim olarak saat 22.25'de göreve hazırdık ve görevi beklemeye başladık. Dört saat boyunca Çiğli Üssü'nde bekledik. Kalkışımız saat 02.25 civarıdır. Cumhurbaşkanımızın otelden ayrılışı saat 00.30-00.40 civarıdır. Cumhurbaşkanı orada yok iken, bütün dünya İstanbul'da olduğunu bilirken, verilen emir gereği biz Marmaris'e yönlendirildik. Birileri bizi orada 4 saat bekletti. Kim olduğunu halen bilmiyorum. (...) Biz gitmeden orada bir askeri hareketlilik olmuş. Delil dosyasında olan silahlar ve şarjörler bize ait değildir. Cumhurbaşkanı'nın kıl payı kurtulduğu operasyonu yapan timi ya bu davalarda öğreneceğiz ya da tarihe bırakacağız".

- Cumhurbaşkanına suikast davasında tutuklu yargılanan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’ın mahkemedeki savunmasından


Gizli Plan ve Bekleyiş: Marmaris Operasyonu

Tim lideri Gökhan Şahin Sönmezateş, Marmaris'e gönderildiklerini ancak Erdoğan otelden ayrıldıktan sonra oraya yönlendirildiklerini söyledi. Dört saat Çiğli Üssü’nde bekletildiklerini, tuzağa düşürüldüklerini ve görevle ilgili çelişkiler olduğunu iddia etti.

Mobil Alt Banner