Atatürkçülük 87 Yıl Sonra Yeniden Güçleniyor: Anıtkabir Rekorlar Kırıyor

Atatürk'ün Ardından 87 Yıl: Özlemden Hesaplaşmaya

Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının üzerinden 87 yıl geçti. Bu uzun süreçte 10 Kasım'ların anlamı Atatürkçüler için sürekli değişim gösterdi.

İlk yıllarda 10 Kasım'lar, Atatürk'e duyulan özlemin haykırıldığı, gözyaşlarının döküldüğü bir yas günü olarak yaşandı. Zamanla bu duygusal yaklaşım yerini daha farklı bir anlayışa bıraktı.

Sonraki dönemlerde 10 Kasım, bir hesaplaşma ve değerlendirme gününe dönüştü. Atatürkçüler bu günü, ilkelere bağlılığı ölçmenin ve soğukkanlı hesap yapmanın zamanı olarak belirledi.

Çok Partili Hayat ve Saldırıların Başlangıcı

Türkiye'de çok partili sisteme geçiş, Atatürk'e yönelik saldırıların artmasına zemin hazırladı. İlkelerine karşı ilk ciddi ve eylemli saldırı dönemi başlamak üzereydi.

14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara gelen Demokrat Parti, Menderes önderliğinde tarihi bir adım attı. İlk hükümet programında Atatürk Devrimleri ikiye ayrıldı: halk tarafından kabul edilenler ve edilmeyenler.

Halkevleri'nin Kapatılması: Aydınlanmanın Sonu

Atatürk Aydınlanmasını halka ulaştıran Halkevleri, DP iktidarının hedefindeydi. İktidara geldikten sadece bir yıl sonra harekete geçildi.

8 Ağustos 1951'de Meclis'ten geçen kanunla Halkevleri kapatıldı. Tüm Türkiye'de 5 bine yakın Halkevi ve Halkodası bu karardan etkilendi.

Tüm Halkevleri'nin kapısına kilit vuruldu, kütüphaneleri dağıtıldı ve binlerce kitap talan edildi. Aydınlanma hareketi böylece büyük darbe aldı.

Köy Enstitüleri'ne Darbe

Anadolu'nun aydınlanmasında kilit rol oynayan Köy Enstitüleri de benzer akıbete uğradı. Bu kurumlar çok önemli hizmetler sunuyor ve geleceğe umut oluyordu.

27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti tarafından Köy Enstitüleri kapatıldı. Halkevleri'nden sonra gelen bu karar, aydınlanma hareketine ikinci büyük darbeyi indirdi.

Darbeler Dönemi ve Atatürkçülük

27 Mayıs 1960 hareketi bir ölçüde Atatürkçülüğe dönüşü simgeledi. Ancak sonraki gelişmeler Atatürkçülerin toparlanmasını sürekli engelledi.

Art arda gelen askeri darbeler, Atatürkçü kadroların güçlenmesine fırsat vermedi. TSK'nin emir komuta zinciri içinde gerçekleşen 1980 darbesi özellikle yıkıcı oldu.

1980 askeri darbesi muhafazakâr değildi, aksine Atatürk Devrimlerine karşı açık bir tahrip ve yok etme hareketiydi. Bu darbe Atatürkçülük için kritik kırılma noktasıydı.

45 Yıllık Baskı Dönemi

1980'den 2025'e kadar 45 yılda Atatürkçüler hiçbir zaman siyasal iktidara gelemediler. İktidara gelen sağ partiler ise sürekli Atatürk Aydınlanma devrimlerine saldırdı.

Son 23 yıldır Atatürk'ün mirası açıkça yok edilmeye çalışılıyor. Baskılar ve saldırılar giderek artarak devam ediyor.

Halkın Sessiz Direnişi

Tüm bu olumsuzluklara rağmen dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Milli bayramlarda Anıtkabir'e yapılan ziyaretler her yıl daha da artıyor.

Çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek tüm Türk vatandaşları içtenlikli sevgiyle Atatürk'e koşuyor. Anıtkabir her bayramda dolup taşıyor, ziyaretçi sayısı rekor kırıyor.

Halk milli bayramlarda evlerine Türk bayrakları ve Atatürk posterleri asmak için yarışıyor. Bu durum toplumun Atatürk'e olan bağlılığının göstergesi.

Yeni Neslin Atatürkçülüğü

Yeni nesil her fırsatta Atatürk Devrimlerinin önemini kavradıklarını gösteriyor. Gençler arasında Atatürkçülük giderek güçleniyor.

Atatürkçüler her geçen gün çoğalıyor ve daha etkin hale geliyor. Türk halkının Atatürk'e bağlılığı giderek yükseliyor ve görünür oluyor.

Dimdik Ayaktayız

Tüm yaşanan zorluklar ve baskılara rağmen cumhuriyetçi ve Atatürkçüler dimdik ayakta. Bu bağlılık hiçbir güç tarafından kırılamıyor.

Kuvayı Milliyeciler ölmez, Atatürkçüler tükenmez. Bu inanç ve kararlılık nesilden nesle aktarılmaya devam ediyor.