Cuma hutbesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 4 Temmuz Cuma günü okunacak hutbeyi yayımladı. Cuma günlerinin manevi atmosferine katkı sağlayan bu hutbe sayesinde Müslümanlar hem dini konularda bilinçleniyor hem de toplumsal birlik ve beraberlik duygusu güçleniyor. 4 Temmuz Cuma Hutbesi'nin tam metni erişime açıldı. Müminleri aynı safta buluşturan Cuma Namazı, okunan hutbe ile daha anlamlı hale geliyor. Diyanet'in hazırladığı bu haftaki hutbe ile önemli dini meseleler hatırlatılıyor, unutulan bilgiler yeniden gündeme taşınıyor.

04.07.2025 - 13:49
14.08.2025
Cuma hutbesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Hutbenin Yapısı ve Önemi
İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak ilkeleriyle ilgili görevleri yürütmek, dini konularda toplumu bilgilendirmek ve ibadet yerlerini yönetmek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın temel görevlerindendir. Bu çerçevede hutbeler, toplumun din konusunda bilinçlendirilmesinde önemli bir rol üstlenir. Hutbe, tüm cemaatin dikkatle takip ettiği, etkili ve kalıcı izler bırakabilen bir hitabet türüdür.

Ülkemizde her Cuma yaklaşık yirmi milyon kişi hutbeye katılmaktadır. Bayram günlerinde bu sayı daha da artmaktadır. Hz. Peygamber döneminden itibaren hutbeler, dini bilgilendirme ve toplumsal meseleler hakkında farkındalık oluşturmanın önemli araçlarından biri olmuştur. Arapça kökenli “hutbe” kelimesi, genellikle minberden yapılan konuşma anlamında kullanılır.

Topluluk önünde yapılan etkileyici konuşmaları ifade eden hutbe, dini literatürde özellikle cuma ve bayram namazları sırasında yapılan, nasihat içeren konuşmaları tanımlar. Bu konuşmayı yapan kişiye “hatip” denir. Cuma namazından önce, bayram namazından sonra okunan hutbeler; Allah’a hamd, Peygamber’e salâvat, müminlere öğüt ve duaları içerir.

Kur’an-ı Kerim’de hutbe kelimesi geçmese de anlamı ve kapsamı birçok hadiste yer almıştır. Hz. Peygamber’in pek çok hutbesi günümüze kadar ulaşmıştır. Geçmişten bugüne dini hitabetin en önemli alanlarından biri hutbedir. Çünkü hutbe, Allah’ın ve Peygamber’in mesajlarını insanlara ulaştırmak, İslam medeniyetini halka taşımak açısından oldukça güçlü bir araçtır. Her hafta milyonlarca insan aynı amaç doğrultusunda hutbe vesilesiyle bir araya gelmektedir.

Gelişmiş iletişim imkânlarına rağmen aynı anda milyonlara yüz yüze hitap etmek çok ender bir fırsattır. Televizyon ve internet gibi araçlarla bile bu tür bir birliktelik sağlamak zordur. Bu nedenle, milyonlarca kişiye doğrudan hitap etme imkânı, din görevlilerine sunulmuş büyük bir lütuftur.

Her hafta tekrarlanan bu uygulama, İslam dininin toplumsal birlik ve canlılığa verdiği önemin açık bir göstergesidir. Hutbe dendiğinde akla cuma ve bayram namazları gelir. Müminler için en kıymetli ibadet günlerinden olan Cuma, hutbeyle anlam kazanır. Cuma ve hutbe arasında güçlü bir bağ bulunur.

Hz. Peygamber, birçok hadisinde cuma gününün önemine değinmiştir. Güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma olup, Âdem Aleyhisselam o gün yaratılmış ve kıyamet de bu günde kopacaktır. (Müslim, Cum’a, 18)

Hutbeyi dinledikten sonra cuma namazını kılan kimsenin, o cuma ile bir sonraki cuma arasındaki günahları bağışlanır. (Müslim, Cum’a, 26) Cuma namazını üç kez önemsemeden terk edenin kalbi mühürlenir. Cuma gününde duaların reddedilmediği özel bir vakit bulunur. (İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 93)

Hutbe, cuma namazının ayrılmaz bir parçasıdır; onsuz cuma namazı olmaz. Bazı müfessirlere göre, “Cuma günü namaza çağrıldığınızda Allah’ı anmaya koşun” (Cuma, 62/9) ayetinde geçen “Allah’ı anma” ifadesiyle hutbe kastedilmektedir.

Ayrıca Allah Resûlü’nün bildirdiğine göre, hutbe başladığında, cuma namazına gelenlerin sevaplarını yazmakla görevli melekler yazmayı bırakıp hutbeyi dinlemeye başlarlar. (Buhârî, Cum’a, 31; Müslim, Cum’a, 24) Bu hadis de hutbenin cuma ibadetindeki yerini açıkça göstermektedir.