Hakan Fidan'dan İsrail-İran Gerilimi Yorumu: "İsrail, İran'ın Nükleer Gücünü Yok Edemez"

NATO ZİRVESİNDE NELER KONUŞULDU?

Cumhurbaşkanımız ile Trump arasındaki görüşme daha önce planlanmıştı. İki lider zaten sürekli temas halindeydi ve bu görüşme de o sürecin doğal bir devamıydı. NATO Zirvesi kapsamında gerçekleşen görüşmede Gazze krizi başta olmak üzere, İran-İsrail gerilimi ve küresel-bölgesel gelişmeler masaya yatırıldı. Görüşme son derece yapıcı geçti.

Önümüzdeki 10 yıl içinde NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını %5’e çıkarması konusunda anlaşmaya varıldı. Bu adım, uluslararası güvenlik dengelerinde değişime yol açacak ve ABD’nin Avrupa üzerindeki etkisini artıracak. Trump’ın da bu yönde bir beklentisi var.

Avrupa ülkelerinin bir kısmı İsrail lehine ateşkese yanaşmazken, artık durumun sürdürülemez olduğunu onlar da fark etmiş durumda.

✔ OKUMADAN GEÇME

İran'ın Nükleer Gölgesi: Savaşın Ardından Yeni Dönem Başladı mı?

Haberi Görüntüle >

2026 NATO ZİRVESİ TÜRKİYE'DE YAPILACAK

2026 yılında yapılacak NATO Zirvesi'nin Türkiye'de düzenlenmesine karar verildi. Zirvenin Ankara mı yoksa İstanbul’da mı yapılacağına Cumhurbaşkanımız karar verecek.

İRAN-İSRAİL GERİLİMİNE DAİR DEĞERLENDİRME

İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, İran’ı meşru müdafaa hakkını kullanmaya itti. Netanyahu’nun kendi siyasi geleceği uğruna bölgeyi ateşe atmaktan çekinmediğini görüyoruz. İsrail, İran’ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırabilecek güçte değil. Geride bıraktığımız 12 günde gerilim geçici olarak sona erdi, fakat bu durum nükleer kapasitenin yok sayılarak yapılan bir mutabakata dayandırılıyor.

ABD'nin müdahalesiyle İran’ın bazı nükleer tesisleri zarar gördü. Bu da nükleer programa yönelik ciddi bir darbe olarak değerlendirilebilir. Ayrıca balistik füze ve vekil unsurlar üzerinden de yeni saldırı senaryoları konuşuluyor.

Cumhurbaşkanımız her iki tarafa da, "Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız" mesajını iletti. Umman'daki sürecin yeniden aktive edilmesi ve ABD-İran arasında yeni bir diyalog zemini kurulması ihtimali var. Biz de bu çerçevede bazı yapıcı öneriler sunduk. Asıl mesele, ABD'nin İran’da nükleer zenginleştirme istememesi, İran’ın ise barışçıl nükleer hakkını savunması.

SALDIRI GECESİNİN PERDE ARKASI

İsrail'in İran'a saldırdığı gece ABD Dışişleri Bakanı Rubio’dan bir telefon aldık. Güvenlik endişeleri ve saldırıya dair çeşitli detaylar görüşüldü. Amerikalılar bu saldırıda doğrudan bir rolleri olmadığını ve İran’ın karşılık vermemesini istedi.

O gece ABD bombardıman uçakları havadayken, İran Dışişleri Bakanı Arakçi ile de iletişime geçtik. Saldırıdan önce taraflar arasında bilgi alışverişi yapıldı. İran’ın üç nükleer tesisi hedef alındı. Her iki ülke saldırılar öncesinde birbirini haberdar etti. Bu, savaş tarihinde nadir rastlanan bir durumdur. Bu iletişim, “Zorunluluktan dolayı burayı vuruyorum ama savaşa girmek istemiyorum” anlamı taşıyor.

İSRAİL’İN HEDEFİ TÜRKİYE Mİ?

“İsrail’in asıl hedefi Türkiye mi?” sorusuna Bakan Hakan Fidan şu net yanıtı verdi:

“Halkımız müsterih olsun. Tüm ilgili kurumlarımız büyük bir özveriyle görevini yapıyor. Biz ülkemizi hem aklımızla hem yüreğimizle savunuyoruz, ölümden de korkmuyoruz.”

✔ OKUMADAN GEÇME

Kremlin'den Barış Süreci Açıklaması: ABD ile Temasa Açığız, Trump Tepkili

Haberi Görüntüle >

✔ OKUMADAN GEÇME

SON DAKİKA | Trump’tan NATO Zirvesi’nde çarpıcı çıkış: Fordo’yu tamamen imha ettik, yeni bir savaş ihtimali masada!

Haberi Görüntüle >