İsrail’in önde gelen gazetelerinden Israel Hayom’da yayımlanan bir analiz, Türkiye’nin son yıllarda Doğu Akdeniz’den Kızıldeniz’e kadar uzanan stratejik hamlelerini gündeme taşıdı. Analizde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgedeki etkinliğini artırarak İsrail ve Mısır için ciddi bir tehdit oluşturduğu iddia edildi.
Analizi kaleme alan uluslararası siyaset uzmanı Shay Gal, Erdoğan’ın Akdeniz’den Bab el-Mendeb Boğazı’na kadar kesintisiz bir nüfuz alanı kurmak istediğini ileri sürdü. Bu durumun İsrail’in güvenliğini, deniz ticaretini ve Mısır’ın bölgedeki çıkarlarını doğrudan etkileyebileceği ifade edildi.
Gal, İsrail’in dış ticaretinin neredeyse tamamının serbest deniz ulaşımına bağlı olduğuna dikkat çekti. Akdeniz üzerinden geçen iletişim ve enerji hatlarının güvenliği için deniz yollarının açık kalmasının “hayati” olduğunu belirtti. Türkiye’nin artan nüfuzunun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir baskı unsuru haline geldiğini savundu.
2019’da Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasına da değinilen yazıda, bu anlaşmanın uluslararası hukukta meşruiyetinin tartışmalı olduğu vurgulandı. Gal’a göre, Türkiye bu adımla Akdeniz’in ortasında kritik deniz yollarında baskı kurma imkanı elde etti. Kuzey Kıbrıs’taki askeri varlık ve “Mavi Vatan” doktrini ise Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki hareket alanını daha da genişletti.
Analizde, Türkiye’nin yalnızca Akdeniz’de değil, Bab el-Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz hattında da etkinliğini artırdığına işaret edildi. Ankara’nın bölgede hem askeri hem diplomatik girişimlerle güç kazandığı öne sürüldü.
Geçmişte Süveyş Krizi ve Altı Gün Savaşı gibi örneklerle İsrail’in deniz ablukalarına karşı sert adımlar attığını hatırlatan Gal, “Bugün benzer bir tehdit Türkiye’den geliyor. Bu kez Mısır’ın İsrail’in yanında yer alabileceği ihtimali güçlü” ifadelerini kullandı.
Mobil Alt Banner