CHP'nin İmralı Tutumu Üzerine Özgür Özel'den Dikkat Çeken Açıklamalar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri'deki ziyareti sonrası Bahçeli ve Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirerek İmralı tartışmalarına yanıt verdi ve sürece ilişkin net mesajlar paylaştı.
Özgür Özel’den İmralı Sorusu Üzerine İlk Değerlendirmeler
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’de Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından gündeme yönelik açıklamalarda bulunarak Bahçeli’nin “İmralı’ya giderim” sözlerini ve Erdoğan’ın gün içindeki değerlendirmelerini kapsamlı şekilde yorumladı.
Özel, yaptığı açıklamada komisyondaki tutumlarının süreci etkileyen her oyunu bozmak anlamına geldiğini ifade ederken, alınacak yeni kararların partinin yetkili organları tarafından belirlenip kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.
Kendisine yöneltilen “CHP İmralı’ya gidecek mi?” sorusuna yanıt verirken, Bahçeli’nin önceki gün söylediği ifadelerin Erdoğan’a aktarıldığını ancak buna dair bir karşılık görmediğini söyleyerek sürecin nasıl ilerlediğine dikkat çekti.
Özel, bu süreçte derenin derinliğini MHP’ye ölçtürmek isteyen bir tavır olduğunu belirtirken, çözümden menfaat bekleyen ancak sorumluluğu paylaşmak istemeyen bir yaklaşımın sürdüğünü dile getirerek geçmişte yaşanan örneklere atıfta bulundu.
Açıklamasında, Tayyip Erdoğan'ın konforlu siyaset alanının artık sona erdiğini belirten Özel, Oslo görüşmelerinin devlet tarafından yürütüldüğü dönemi hatırlatarak ülkeyi yönetenlerin süreçlerde sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
CHP’nin İmralı Tartışmasına Bakışı ve Bahçeli Değerlendirmesi
Bahçeli’nin tutumunu değerlendirirken, geçmişte ip attığında alkışlayanların bugün İmralı’ya gitme çıkışını da aynı şekilde desteklediğini söyleyen Özel, bu durumun siyasi çizgideki değişkenliği net biçimde yansıttığını ifade etti.
Özel, Bahçeli’nin açıklamalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmesine rağmen karşı taraftan bir yanıt görmediğini belirterek sürecin yönetiliş biçimindeki belirsizliklerin devam ettiğini vurguladı ve bunun kamuoyunda soru işaretleri oluşturduğunu dile getirdi.
Bu sürecin içinde derenin derinliğini MHP’ye ölçtürmek isteyen bir siyasi yaklaşım olduğunu söyleyen Özel, hem çözümden menfaat bekleyip hem sorumluluktan kaçan tutumun geçmişle benzerlik taşıdığını düşünerek gündeme dair eleştirilerini sürdürdü.
Erdoğan’ın geçmişte sahip olduğu konforlu siyaset alanının artık kalmadığını belirten Özel, ülkeyi yönetenlerin Oslo sürecinde olduğu gibi açık sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak mevcut politik çizginin toplum tarafından yakından izlendiğini söyledi.
Özel, “Ben bu dereye geçeceğim ama önce MHP’liler girsin bakalım, dere boğuyorsa onlar boğulsun” diyerek sürece yönelik eleştirilerini aktarırken, kendilerine yöneltilen soruların aynı şekilde iktidara yöneltilmediğini belirterek bu durumu eleştirdi.
Kapalı Oturum Tartışması ve CHP’nin Komisyon Tutumu
Özel, Cuma günü yapılması önerilen kapalı oturuma ilişkin “Bunu millete göstermeyelim, faydası bana olsun, hasarı ortak olsun” anlayışının benimsendiğini söyleyerek bu hesapların toplum tarafından açıkça görüldüğünü ifade etti.
Komisyona girip girmeme konusundaki kararlarının oyunu bozma iradesiyle şekillendiğini söyleyen Özel, bundan sonra alınacak tüm kararların CHP’nin yetkili organları tarafından değerlendirileceğini ve bu kararların kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılacağını belirtti.
Ekrem İmamoğlu’nun duruşmasına ilişkin değerlendirmelerinde, tüm arkadaşlarının verilemeyecek bir hesabı olmadığını vurgulayan Özel, Silivri’deki görüşmede moral paylaşımının yüksek olduğunu ve İmamoğlu’nun kendinden emin tavrının dikkat çektiğini söyledi.
Mahkemeye sunulan iddianameyi değerlendiren Özel, gizli tanık ifadeleri üzerinden oluşturulan suçlamaların çöktüğünü belirtirken, Meşe olarak bilinen gizli tanığın iddianamede olmadığını, yerine İlke isimli başka bir tanığın eklendiğini hatırlatarak sürecin ciddiyetsizliğini vurguladı.
İddianamede gizli tanıkların suçlamalarına ilişkin hiçbir somut kanıt bulunmadığını belirten Özel, bundan sonra iftiralarda bulunan kişilere karşı açık şekilde mücadele edeceğini ve bu iddiaları mahkemede teker teker çürüteceklerini ifade etti.
İddianame Eleştirileri ve Canlı Yayın Talebi
Özel, iddianamenin gereksiz şekilde uzatıldığını belirterek her sanığın altına bütün isimlerin yazılmasıyla toplam sayfanın 450’ye çıkarıldığını söyledi ve içerideki herkesin ortak talebinin duruşmaların canlı yayınlanması olduğunu ifade etti.
Silivri ziyaretinde moral vermeye geldiklerini fakat aynı zamanda moral bulduklarını söyleyen Özel, iftiraların ve dayanaksız suçlamaların yalnızca mahkemede çürütülebileceğini vurgulayarak adalet sürecinin kamuoyunun gözleri önünde ilerlemesi gerektiğini dile getirdi.
Erdoğan’ın bir gün önce yaptığı açıklamayı değerlendiren Özel, geçtiğimiz hafta kendisine yöneltilen “hırsız” ve “yolsuz” söylemlerinin ardından iddianamenin çıkmasıyla tutuksuz yargılanmanın yolunun açılması gerektiğini savundu ve bu söylemlerdeki değişime dikkat çekti.
Belediyeler Üzerinden Yapılan Karşılaştırmalar
Özel, AK Partili ve CHP’li belediyelerin hizmetlerinin karşılaştırılması gerektiğini söylerken kent lokantalarının markalaşmasından kreş sayılarına kadar birçok alanda CHP’li belediyelerin daha güçlü performans sergilediğini ve bu çalışmaların toplumda yüksek memnuniyet yarattığını dile getirdi.
CHP’li belediyelerin ülke genelinde 770 kreş kazandırdığını belirten Özel, AK Parti döneminde sıfır kreş yapılan yerlerde bu sayıya ulaşmanın önemli olduğunu söyledi ve benzer şekilde yurt hizmetlerinde de büyük ilerleme kaydedildiğini vurguladı.
Erdoğan’ın yaptığı işlerle uğraşmaktan kendi belediyelerinin çalışmalarını anlatan videolar hazırlayamadığını söyleyen Özel, gelecek hafta bu hizmetlerin kamuoyuna gösterileceğini belirterek CHP’li belediyelerin yüzde 59 memnuniyet oranına ulaşmasının tesadüf olmadığını ifade etti.
Erdoğan’a Yöneltilen Çağrı ve Deprem Eleştirisi
Özel, Erdoğan’ın davayla ilgili “benimle alakası yok” diyebilmesi için tutuksuz yargılamanın önünü açması gerektiğini ifade ederken savcıların tavrının iktidarın etkisiyle şekillendiğini ve bunun kamuoyunda ciddi tartışmalar yarattığını belirtti.
Deprem bölgesindeki konutların hâlâ tamamlanmamış olmasını eleştiren Özel, iktidarın bir yıl içinde tüm konutları teslim etme vaadini hatırlatarak üç yıl geçmesine rağmen 350 bin depremzedenin konteynerlerde yaşamaya devam ettiğini vurguladı.
Özel, konut üretimi konusunda verilen sözlerin tutulmamasını ele alırken, eğer iktidarın bu süreçten haberi yoksa bunun büyük bir yönetim zafiyeti olduğunu, haberi varsa da sorumluluğun tamamen hükümette olduğunu söyleyerek sözlerini sert şekilde tamamladı.
