Gerçek Deprem Olmasa Da Zihin Sallanıyor: Hayalet Deprem Sendromu Nedir?

Uzmanlar, sık deprem yaşayan bölgelerde insanların gerçek sarsıntı olmadan titreşim hissi yaşadığını belirtiyor. Hayalet deprem sendromu, kaygı artışı ve uyku bozukluklarıyla toplum genelinde yaygınlaşıyor.

Gerçek Deprem Olmasa Da Zihin Sallanıyor: Hayalet Deprem Sendromu Nedir?
20.11.2025 - 13:18
20.11.2025

Deprem Yokken Sallanma Hissi Artıyor

Türkiye’de art arda meydana gelen depremler, geniş bir kesimde sanki deprem oluyormuş hissinin oluşmasına neden oldu. Uzmanlar bu durumu “hayalet deprem sendromu” olarak tanımlıyor.

Gerçek bir sarsıntı yaşanmamasına rağmen yerin hareket ettiği düşüncesi toplumda stres ve kaygı düzeyini artırıyor. Özellikle riskli bölgelerde yaşayanlar gün içinde en küçük titreşimi bile deprem olarak yorumlayabiliyor.

Sındırgı’da 16 Bin Deprem Sonrası Belirtiler Yoğunlaştı

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde son üç ayda on altı bini aşan depremler, sendromun en yoğun hissedildiği örneklerden biri oldu. Ancak bu durum yalnızca Sındırgı ile sınırlı değil; ülke genelinde vatandaşlar sürekli tetikte yaşıyor.

Sosyal medya ve deprem uygulamalarını sık sık kontrol etmek, bu tedirginliği daha da artırıyor. Uzmanlara göre bu durum psikolojik yorgunluk ve uyku bozukluklarını da beraberinde getiriyor.

“Teyakkuz Hali Beyinde Kimyasal Değişiklik Yaratıyor”

Erişkin Psikiyatri Uzmanı Dr. Burak Amil, hayalet deprem sendromunun yeni tanımlanan bir durum olduğunu belirtti. Beynin deprem anındaki kimyasal değişimleri hatırlayarak bu hissi yeniden ürettiğini ifade etti.

“Gerçek deprem olduğunda beynin denge merkezinde değişiklik oluşuyor. Bu his daha sonra deprem yokken bile tetiklenebiliyor.”

Amil, bu hissin kaygı bozukluğu, panik atak ve travma sonrası stres ile ilişkili olduğunu vurguladı. Hazırlık yapmanın, deprem çantası ve güvenli konut bilgisi edinmenin kaygıyı azaltabileceğini belirtti.

“Bu Bir Halüsinasyon Değil, Travma Tepkisi”

Psikiyatri Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Erkan Aydın, hayalet depremin beynin tehdit algısı ile denge sistemi arasındaki uyumsuzluktan kaynaklandığını söyledi.

“Kişi aslında sallanmıyor ama beyin hareket varmış gibi algılıyor. Bu bir psikoz değil, travmanın yarattığı bedensel bir tepki.”

Aydın’a göre fiziksel güvenlik duygusunun yeniden kurulması, iyileşme sürecinin temel adımı. Depreme dayanıklı bir evde yaşamak, afet planı oluşturmak ve bilgi eksikliğini gidermek bu hissi azaltabiliyor.

Kaygı, Sosyal Medya ve “Savaş Ya Da Kaç” Tepkisi

Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, hayalet deprem hissinin özellikle deprem korkusu yüksek olan kişilerde görüldüğünü belirtti. Sosyal medya ve sürekli bildirimler de korkuyu besliyor.

“Beyin tehdit algıladığında savaş ya da kaç tepkisini devreye sokuyor. Bu süreç kalp çarpıntısı, titreme ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açabiliyor.”

Aytop, kişilerin sık sık deprem uygulamalarını kontrol etmesinin kaygıyı artırabileceğini, yüksek binalardan ve asansörlerden uzak durma gibi davranışlara yol açabildiğini ifade etti.

Nefes Teknikleri ve Uzman Desteği Öneriliyor

Uzmanlar, 4 7 8 nefes egzersizi gibi tekniklerin sakinleşmeye yardımcı olduğunu belirtiyor. Hafif yürüyüşler ve basit denge egzersizleri de parasempatik sistemi harekete geçirerek kaygıyı azaltıyor.

Hayalet deprem hissinin zamanla azalabileceği ancak uzun sürmesi halinde mutlaka profesyonel destek alınması gerektiği vurgulanıyor. Bu destek, hem bedensel hem zihinsel dengeyi yeniden kurmada önemli rol oynuyor.

Bu Habere Senin Tepkin Ne?

Beğendim 0
Muhteşem 0
Hahaha 0
Kızgın 0
Üzgün 0
Harika 0
İnanılmaz 0