Yaşlanmayı Geciktiren 6 Etkili Tavsiye
Etrafımız gençlik vadeden mucize formüller, takviyeler ve gençlik aşılarıyla çevrili. Hepimiz, genç kalmanın sihirli çözümünü arıyoruz.Kronolojik yaşlanma süreci kaçınılmaz olsa da, biyolojik yaşımızı etkileyen bazı faktörleri kontrol edebiliriz. Vücudun hormonal işleyişi için gerekli vitamin ve minerallerin yeterli alınması, fizyolojik kondisyonumuzun korunması gibi unsurlar bu süreci yavaşlatabilir. Doç. Dr. İsmet Tamer, gençliğimizi korumaya yardımcı olacak 6 önemli ipucunu paylaştı. İşte yaşlanmayı önlemeye yardımcı 6 etkili adım...

Zararlı güneş ışınlarından korunmayı ihmal etmeyin
Cildinizin ve saçlarınızın sağlığını korumak istiyorsanız, güneşin zararlı etkilerinden uzak durmanız şart. Cilt yaşlanmasını hızlandıran başlıca etkenler; yetersiz su tüketimi, sigara kullanımı, aşırı güneşe maruz kalma ve protein bakımından yetersiz bir beslenmedir. Öte yandan, yaşlanma süreci kadar yaşlanmayı geciktiren faktörler de kişisel farklılıklar gösterir. Her bireyin hormon düzeyi, yaşam tarzı ve serbest radikallere maruziyeti farklıdır. Yaşlanmayı tamamen durduramasanız da, hücresel düzeyde daha genç ve sağlıklı kalmanız mümkündür. Bunun ilk adımı ise doğru ve dengeli beslenmedir.
Daha Fazla ilgili haber için tıklayınız...
Suyun hayati önemi
Yaş aldıkça susama hissi azalır ya da idrar yolu sorunları nedeniyle su tüketimi sınırlanabilir. Ancak yeterince su içmemek, ciddi sonuçlara yol açabilir: Sürekli yorgunluk, geçmeyen baş ağrıları, ciltte kuruluk, hücrelerin büzülmesine bağlı solgun ve kuru bir görünüm ile belirginleşen çizgiler. Ayrıca sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları da yetersiz su alımının etkilerindendir. Yetişkin bireylerin, vücut ağırlıkları, ortam sıcaklığı ve günlük aktivitelerine bağlı olarak günde ortalama yedi-sekiz bardak su içmeleri önerilir.
Dinç ve genç kalmanın anahtarı sağlıklı bağırsaklar
Karbonhidratlar temel enerji kaynaklarımızdandır. Ancak rafine şeker gibi basit karbonhidratlar, tatları cazip olsa da sağlık açısından pek fayda sağlamaz. Aksine, kan şekerini dengesizleştirerek kalp-damar hastalıklarına, organların erken yıpranmasına ve serbest radikal artışıyla birlikte vücudun hızla yaşlanmasına neden olabilirler. Buna karşılık, kompleks karbonhidratlar içeren lifli ve posalı besinler, kalp-damar hastalıkları ve kansere karşı koruma sağlarken serbest radikallerin vücuttan atılmasına da yardımcı olur. Yulaf, arpa, meyveler ve yapraklı sebzelerdeki suda çözünebilen lifler, bağırsakta şeker emilimini azaltır ve kolesterol seviyesini düşürür. Tam tahıllar ile kabuklu sebze ve meyvelerdeki suda çözünmeyen lifler ise bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler, zararlı maddelerin bağırsakta uzun süre kalmasını engeller ve böylece kolon kanseri riskini düşürür.
Günde iki kaşık zeytinyağı
Omega-3 ve kaliteli zeytinyağı gibi sağlıklı yağların yer aldığı Akdeniz tipi beslenme, uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Somon, uskumru, sardalya ve hamsi gibi balıklar haftada en az üç kez ızgara ya da buğulama olarak tüketildiğinde güçlü birer omega-3 kaynağıdır. Katı yağlar yerine yemek ve salatalarda zeytinyağı kullanmak akıllıca bir tercihtir. Ancak, vücudun ihtiyaç duyduğu sağlıklı yağı sadece günlük 2 yemek kaşığı zeytinyağı ile karşılamak mümkündür; fazlası ise bazı sorunlara yol açabilir.
Sebze ve meyveleri çiğ tüketin
Soğan, sarımsak, pırasa ile brokoli, karnabahar, brüksel lahanası ve yeşil lahana gibi lahanagiller; C vitamini, E vitamini, betakaroten ve selenyum gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu besinler özellikle çiğ tüketildiklerinde, yaşlanma karşıtı etkileriyle hem bağışıklığı güçlendirir hem de vücudu hastalıklara karşı koruyarak genç kalmaya destek olurlar.
Takviyeler önemli
Beslenme ve yaşam tarzı her zaman yeterli olmayabilir. Bu durumlarda üzüm ve kiraz çekirdeği özleri gibi antioksidan takviyelerden yararlanabilirsiniz. Bitki çayları da benzer etki gösterebilir. Süt ürünleri, brokoli, ceviz gibi kalsiyum kaynakları genç kalmaya destek olur. Yeterince alamıyorsanız günlük 1000–1200 mg kalsiyum takviyesi önerilir.