Dünyanın en kapalı ülkelerinden biri olarak bilinen Kuzey Kore, turizmde attığı yeni adımlarla dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Wonsan Kalma sahillerinden Pyongyang’daki lüks alışveriş merkezlerine kadar uzanan deneyimler, özellikle Rus turistlerin anlattıklarıyla gündeme geldi. Uzun yıllardır dış dünyaya kapalı olan ülke, şimdilerde tertemiz plajları, yüksek fiyatlı kahveleri ve modern mağazalarıyla şaşırtıcı bir tablo ortaya koyuyor. Pandemi öncesi yılda yüz binlerce turistin ziyaret ettiği Kuzey Kore, salgın sonrası yeniden kapılarını aralamaya başladı. Özellikle Çinli turistlerin yoğun ilgisi dikkat çekse de, Rusya’dan gelen ziyaretçiler de ülkenin ilk yabancı misafirleri arasında yer aldı.
Ülkeyi ziyaret eden Rus turist Anastasia Samsonova, 14 kişilik kafileyle çıktığı yolculukta sıkı güvenlik önlemleri altında hareket ettiklerini belirtti. Turistler, yanlarında rehberlerin yanı sıra korumalarla gezdi. İzin alınmadan rotadan sapmak yasaktı. Anastasia, sokaklarda yürürken halkın kendilerine büyük şaşkınlıkla baktığını, çünkü ülkenin uzun süredir yabancılara kapalı olduğunu ifade etti. Fotoğraf çekme kısıtlamaları ve kıyafet uyarıları da yapılan kontroller arasındaydı.
Wonsan Kalma tatil beldesinde konaklayan turistler, boş plajlarda sakin bir tatilin keyfini çıkardı. Plajların her gün temizlendiğini, şezlongların yeni olduğunu belirten Anastasia, ortamın oldukça düzenli olduğunu aktardı. Bölgedeki mağazalarda maket roketler, olimpiyat kıyafetleri ve farklı hediyelik eşyalar satılıyordu. Kuzey Kore’nin bu bölgesi, aynı zamanda füze denemelerinin yapıldığı alanın yakınında olması nedeniyle eşsiz bir turizm noktası olarak öne çıkıyor.
Ülkenin başkentinde ise bambaşka bir tabloyla karşılaşıldı. Pyongyang’daki çok katlı alışveriş merkezlerinde mobilyadan gıdaya birçok ürün bulunuyor. Burada turistlerin en dikkatini çeken nokta, İsveçli bir mobilya şirketinden kopyalanmış izlenimi veren düzen ve ürünler oldu. Aynı zamanda lüks bir kahve zincirini andıran Mirai Reserve isimli bir kafe de ziyaretçiler arasında ilgi çekti. Çinli bir öğrenci, üç kahve için 25 dolar ödediğini belirterek fiyatların oldukça pahalı olduğuna dikkat çekti.
Pyongyang Maratonu’na katılan İsveçli turist Johan Nylander, şehirde ödemelerin büyük bölümünün cep telefonlarıyla yapıldığını söyledi. Küçük satıcılarda bile QR kodla ödeme sisteminin bulunması, Kuzey Kore’nin modernleşme hamlesi olarak yorumlandı. Rus turist Daria Zubkova da ülkeyi uzun zamandır görmek istediğini, bir haftalık tur için yaklaşık bin 400 dolar ödediğini aktardı. Analistler, turizmin Kuzey Kore için döviz girdisi sağlamanın yanı sıra ulusal imajı iyileştirmede de önemli bir araç olduğunu vurguluyor.
Uzmanlara göre turizm, uluslararası yaptırımların baskısı altında olan Kuzey Kore için ekonomik bir çıkış yolu sunuyor. Ancak ülkenin gerçekten bir dönüşüm yaşayıp yaşamadığı henüz net değil. Turizm faaliyetleri, ülkenin kapalı yapısını kısmen aralasa da, aynı zamanda sıkı kontrol mekanizmasıyla sınırlandırılmış durumda. Yine de önümüzdeki yıllarda Kuzey Kore’nin zaman zaman turizmle gündeme gelmeye devam etmesi muhtemel görünüyor.
Mobil Alt Banner