Yaz mevsiminde uzmanlardan kritik uyarı: "Susamadan su için"

Dün - 12:24

Yaz sıcaklarının etkisini artırdığı bu dönemde uzmanlar, yükselen sıcaklık ve nemin insan sağlığı üzerindeki tehlikelerine karşı vatandaşları uyarıyor. Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ünal, özellikle yaz aylarında sıkça görülen sıvı kaybının ciddiye alınması gerektiğini belirtti.

Yaz mevsiminde uzmanlardan kritik uyarı: "Susamadan su için"

Yaz mevsiminin etkisini artırmasıyla birlikte sıcaklık ve nem oranlarındaki yükseliş, insan sağlığı için ciddi bir risk oluşturan “dehidrasyon” tehlikesini gündeme taşıyor. Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ünal, vücuttaki sıvı dengesinin korunmasının yaşam için vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak, bu dengenin bozulmasının halsizlik, baş dönmesi, kas krampları ve bilinçte bulanıklık gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebileceğini ifade etti.

DEHİDRASYON NEDİR?
Vücut ağırlığının yaklaşık %60’ının sudan oluştuğunu hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Ünal, dehidrasyonu “Vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıyı yeterince alamaması ya da aşırı kaybetmesi sonucu ortaya çıkan bir durum” olarak tanımladı.

“Sıvı alımı yetersiz kaldığında veya vücut normalden fazla su kaybettiğinde bu denge bozulur. Özellikle yaz aylarında bu risk çok daha yüksektir” ifadelerini kullandı.

DEHİDRASYONUN İLK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Prof. Dr. Mehmet Ünal, dehidrasyonun erken belirtileri arasında ağız kuruluğu, halsizlik, baş ağrısı, koyu renkli idrar ve baş dönmesinin yer aldığını belirtti. “Ayrıca kan hacminde azalma, kalp atış hızında artış ve terlemenin durması gibi fizyolojik değişiklikler de gözlemlenebilir. Bu uyarı sinyalleri ciddiye alınmazsa, sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.

CİLT ESNEKLİĞİ BELİRGİN BİR İPUCU
Ünal, bireylerin sıvı kaybını bazı basit yöntemlerle kendilerinin de fark edebileceğini belirterek, idrar rengi ve cilt esnekliği testinin bu konuda önemli olduğunu söyledi. “Normal şartlarda idrar açık sarı renkte olmalıdır. Koyu sarı ya da turuncuya dönüyorsa vücutta sıvı eksikliği vardır. Ayrıca, cilt çimdiklenip bırakıldığında hemen eski haline dönmüyorsa, bu da vücudun susuz kaldığının bir işaretidir” şeklinde konuştu.

"SUSAMAYI BEKLEMEDEN DÜZENLİ SU TÜKETMEK GEREKİR"
“Susama hissi her zaman sıvı ihtiyacını karşılayacak seviyede değildir” diyen Prof. Dr. Mehmet Ünal, vücut suyunun %1–2 oranındaki kaybının tolere edilebildiğini, ancak bu kayıp %3 seviyelerine ulaştığında sağlık açısından risk oluşturmaya başladığını ifade etti. “Bu nedenle susamayı beklemeden düzenli aralıklarla su tüketmek önemlidir. Susuzluk hissiyle içilen su, çoğu zaman vücudun gerçek ihtiyacını karşılamaya yetmeyebilir” dedi.

KİMLER DAHA ÇOK RİSK ALTINDA?
Prof. Dr. Ünal, dehidrasyona karşı en savunmasız grupların yenidoğanlar, küçük yaştaki çocuklar, yaşlılar, hamile ve emziren kadınlar ile kronik hastalığı olan bireyler olduğunu belirtti. Ayrıca, ateş, ishal, kusma gibi sıvı kaybına yol açan hastalıklar; yanıklar, psikiyatrik rahatsızlıklar, diyabet ve böbrek sorunlarının da dehidrasyon riskini artıran faktörler arasında yer aldığını vurguladı.

GÖLGEDE BİLE DİKKATLİ OLUNMALI
Prof. Dr. Mehmet Ünal, yaz aylarında yalnızca güneş altında değil, gölgede geçirilen uzun sürelerin de sıvı kaybına yol açabileceğini belirtti. “Terleme ve nefes yoluyla kaybedilen sıvılar göz ardı edilmemeli. Bu nedenle sıcak havalarda günlük sıvı ihtiyacı artabilir” uyarısında bulundu.

GÜNDE NE KADAR SIVI TÜKETİLMELİ?
Ünal, genel olarak bireylerin günlük 2,5 ila 3 litre arasında sıvı tüketmeleri gerektiğini belirterek, bu miktarın kişinin fiziksel aktivitesi, hava sıcaklığı ve metabolizmasına göre değişebileceğini söyledi. “İdrarın açık ve berrak olması, vücudun yeterli sıvı aldığının bir göstergesidir. Koyu renkli idrar ise su ihtiyacının karşılanmadığını işaret eder” dedi.