- Yazarlar Haberleri
Yapay Zekâ ve Ahlak İkilemi: Yasal Olan Helal Olmayabilir mi?
Alev Alatlı'nın "Her yasal hak helal değildir" sözü üzerinden yapay zekânın karar alma süreçlerinde ahlak dışı davranışları nasıl artırabileceğini, tarihsel ve güncel örneklerle ele alıyoruz.

Yasal Olan ile Helal Olan Arasındaki Çatışma
Alev Alatlı’nın Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada altını çizdiği mesele, yasaların her zaman ahlakı korumadığıdır. Ona göre her yasal hak helal olamaz. Örneğin, iflas eden bir kardeşin mallarını satın almak hukuken mümkün olsa da ahlaken sorunludur. Eski mahalle kültüründe dayanışma ön plandayken, modern ekonomik sistem bu değerleri zayıflatmıştır.
Benzer şekilde, bir fırıncı ekmeğin içine raf ömrünü uzatmak için sağlığa zararlı bir madde koyduğunda formülü ambalajda açıkladığı için suçlu sayılmaz, ancak yaptığı iş helal değildir. Yine bir müteahhit imar ruhsatına sahip olsa bile şehrin siluetini bozan yüksek yapılarla toplumun hakkını ihlal edebilir. Bu örnekler, hukukun ahlaki ölçütlerden ayrıştığında ortaya çıkan boşluğu gözler önüne serer.
Yapay Zekâ ve Ahlaki Riskler
Turgut Cansever ve Aleksandr Soljenitsin de geçmişte bu çelişkilere dikkat çekmişti. Günümüzde ise yapay zekâ, bu tartışmayı yeni bir boyuta taşıyor. Araştırmalar, yapay zekâya devredilen kararların insanlara kıyasla daha fazla ahlak dışı sonuç doğurduğunu ortaya koyuyor. İnsan aracılar verilen talimatların yalnızca bir kısmına uyarken, makineler aynı talimatlara çok daha yüksek oranlarda uyum sağlıyor.
Bu durum, yapay zekânın sorumluluk taşımamasından kaynaklanıyor. İnsan, ahlak dışı bir talep karşısında tereddüt yaşayabilirken makine sadece algoritmayı uygular. Dolayısıyla, kâr maksimizasyonuna odaklı sistemlerde yapay zekâ, helal olmayanı tercih etme olasılığını artırıyor. Araştırmacılar da bu nedenle çözümün sadece makinelere değil, onları yönlendiren insanlara odaklanması gerektiğini vurguluyor.
Helal ile Yasal Olanı Örtüştürmek
Alev Alatlı, 21. yüzyılın en büyük projesinin helal olan ile yasal olanı örtüştürmek olduğunu belirtiyor. Yasaların ahlaka uygun olması, sadece bireylerin değil toplumun da korunmasını sağlayacak. Yapay zekânın giderek daha fazla alanda karar verici konuma geldiği bir dünyada bu çaba daha da zor ama aynı zamanda daha da kritik hale geliyor.
Sonuçta sorun, sadece teknolojinin sunduğu imkânlarda değil; bu imkânların hangi değerler doğrultusunda kullanıldığıyla ilgilidir. Yasal olanla helal olanın bir araya getirilebildiği bir düzen kurulmadıkça, bireyler ve toplumlar ahlaki kayıplarla yüzleşmeye devam edecektir.
Mobil Alt Banner