Ayasofya Neden Cami ve Kilise Arasında Gidip Geldi? Gerçek Hikaye

Ayasofya Neden Yüzyıllarca Cami–Kilise Arasında Gidip Geldi?

Ayasofya, sadece bir ibadethane değil; dünya tarihinin en güçlü sembollerinden biri. Hem Hristiyanlığın hem de İslam’ın kutsal mirası olarak görüldüğü için, farklı dönemlerde el değiştirdi ve her dönemin inanç sembolüne dönüştü.
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 537 yılında kilise olarak inşa edilen Ayasofya, yaklaşık 900 yıl boyunca Hristiyan dünyasının merkezi oldu.

Neden Camiye Dönüştürüldü?

1453’te İstanbul’un fethiyle birlikte Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı camiye çevirdi. Bu karar, sadece dini değil, siyasi bir simgeydi. Çünkü Osmanlı’nın İstanbul’u fethederek Bizans’ın mirasına sahip çıktığını gösteriyordu.
Fatih, binayı koruma altına aldı; duvarlardaki mozaiklerin üzerini sıvayla kaplattı, mihrab ve minber ekletti, minareler yaptırdı. Böylece Ayasofya artık İslam dünyasının en kutsal mabedlerinden biri haline geldi.

Tekrar Kiliseye Mi Dönüştü?

Hayır, ama 1934 yılında müzeye dönüştürüldü. Cumhuriyet döneminde alınan bu karar, Ayasofya’yı tüm insanlığın ortak kültürel mirası haline getirme amacı taşıyordu. Böylece hem Hristiyan hem Müslüman ziyaretçiler için tarafsız bir simge haline geldi.

Günümüzde Durumu Ne?

2020 yılında Ayasofya tekrar cami statüsüne kavuştu. Ancak tarihi, sanatsal ve kültürel değeri korundu. Mozaikler hâlâ yerinde, sadece namaz vakitlerinde perdeyle kapatılıyor.
Yani Ayasofya hem bir cami, hem de binlerce yıllık bir kültür hazinesi olarak varlığını sürdürüyor.